hiç aklına gelmezdi bir gün karşılaşacakları,
bir ögle vakti sonrasında.
hızlı adımlarla yürürken gördü onu omuzundaki askılı ağır çantasıyla,
çok yıl geçmişti üzerinden..
aslında sevmezdi onu, hatta küsmüşlüğü de olmuştu bir aralar,
önce onlar taşınmıştı oradan; apartman komşusuydular.
bıkmadan usanmadan yakantop oynarlardı her akşam üzeri okul sonrasında, başında tek yön yazan tabelalı sokakta.
12-13 yaslarındaydılar, ortaokulda aynı okuldaydılar.
oyunda hep onun takımında olmak isterdi,
plastik topu hırsla savururdu çünkü kaçan bacaklara, isabet ettiremezse kızar, ağzının içinde geveledigi kelimelerle küfür bile ederdi.
aslan yelesi gibi koyu kumral saçlari vardı, kıvır kıvır,
ispanyol paçalı kapri pantolonunun altına giydigi arkasına basılmış sarı renkli espadril terliklerini oyunda bile ayağından çıkarmaz, toptan kaçarken ayağından fırladı mı, oyun duraklar o tek ayak üzerinde seke seke giderek terliğini giyer ondan sonra oyun kaldığı yerden başlardı.
garip bir şekilde çekinirlerdi ondan, okulda bile saçlarına karışan, kesilecek bunlar diyen olmazdı.
hayli kilo almış, hantallaşmıştı, o zamanlar da zayıf sayılmazdı ya, yaşından büyük gösterirdi.
saçları aynıydı, aslan yelesi gibi omuzlarında, dalgası azalmış, şakakları ağarmıştı.
kalabalıkta neredeyse çarpışacaklardı, yoksa farketmeyebilirdi belki de, filmlerdeki gibi ne komik, yanyana geçerken göz göze geldiler çok kısa bir an, durup durmamak arasında kararsız kaldı, vazgeçti, yoluna devam etti.
o da kendisini tanımış mıydı?, ya da tanır mıydı acaba kaç yıl sonra?
geri döndü, arkasından gitti, "pardon, bir dakika.."
koluna dokunulunca döndü o da,
"evet ? " sorar gibi bakıyordu yüzüne,
"tanıdım ben seni"
"kusura bakma, ah nerden?"
"yakan toptan !"
güldü, kaşlarını catti, gözlerini kısarak baktı, omuzundaki çantasını düzeltti; "ciddi misin?"
"evet ciddiyim tabii ki..."
gülerek elini uzattı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder