şaşırdık,
bakakaldık,
bayramlaşıp çıktık,
uzun bir süre sustuk, konuşmadık,
sonra kaldığımız yerden devam ettik,
yürüdük, uzaklaştık.
ege'nin güneyinde
turistik bir yörede,
bilmem kaç rakımlı bir dağ köyünde,
köyün kocaman gövdeli asırlık çınarlı meydanına bakan,
ıvırzıvırcı dükkanına,
ne var ne yok diye girdiğimizde,
çin malı porselen biblolar, zevksiz, berbat dokumalar, örtüler, incikler boncuklar ve bunun gibi daha bir sürü işe yaramaz, uyduruk çin malıyla karşılaştık.
şaştık kaldık,
buralara kadar nasıl ulaşabiliyorlardı ?
alan oluyor muydu ?
sormadık,
şapkamız olsa, çıkartacaktık,
yoktu,
bayramlaşıp çıktık.
dışarıda çam kokulu dağ havası mis gibiydi,
derin nefesler aldık, memleket havasını ciğerlerimize doldurduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder