kedi hanımım uzun bir seyahatin ardından nihayet yuvasına döndü.
bu arada ona ne kadar alıştığımızı anlamış olduk.
bizimle seyahate çıkması fikri akılda yokken ve bakımı ile ilgili her şey planlanmışken yola çıkacağımız sabah, mahzunlaşan haline dayanamayarak kedi hanımımızı kumu, maması, mama ve su kabı, vitaminleri ve çoook sevdiği çıngıraklı pembe ve turuncu yumurtası ve bir adet taşıma kutusuyla yanımıza aldık.
şaşılacak şekilde, yolculuk sırasında hiç bir şeyi yadırgamadı, ki aşıya giderken taşıma kutusunda sıkılıp susmadan sürekli miyavlayan kedi hanımımız yol boyunca sesini bile çıkarmadı.ne oldu buna acaba diyerek kutusundan çıkartılıp kucağa alındığında biraz yolu, sağı-solu izledikten sonra uykuya daldı ve yolculuğun kalan kısmını kucakta uyuyarak tamamladı.
kedi hanımımım bu karda kışta ancak arabayla dönmesi mümkün olduğundan bir hafta daha gittiği yerde misafir olarak kaldı.
iki gün oldu; kavuştuk..
kapıdan içeri girdikten sonra kutusundan çıkarır çıkarmaz kucağıma bir atlayışı vardı ki can havliyle mi desem, özlemle mi desem..
ilk akşam keyifsiz ve mutsuz görünüyordu. dönüş yolunda biraz hava muhalefeti biraz da keyfi olarak kaldıkları otele kaçak olarak, valizin içinde alınmıştı.
odaya çıkınca yatakların altından çıkaramamışlardı.
odada yalnız kaldığı saatlerde ise sinirlenmiş biraz da korkmuş olmalı ki kumunu odanın her yanına saçmıştı.
çok haklıydı çok...
geldiği akşam sıcak ve bol köpüklü üç su yaptım kendisini, tüylerinin rengi kendine geldi.
ardından bir güzel kurutuldu.
üzerine bir fincan kakolu puding yedikten sonra, kendine gelebildi.
bu gün gayet iyi ama ara ara hapşırıyor,
su da sıcaktı ama,
üşüdü mü yoksa...?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder