19 Aralık 2005 Pazartesi

neresi kara ! bembeyaz kış...


önümüzde belediyenin kar küreme aracı-tammamen tesadüf -arkada bizim aracımız eve salimen varabildik.
allahtan şoförümüz bıçkın, gözükara ve bu gün için en lazımlısından becerikliydi de yirmi dakikalık yolu 5o dakikada alarak eve ulaştık.
hala kar yağıyor ince ince,
manzara harika .
bir gece önceki deli borandan eser yok,
her yer beyaza kesti, sanki pamuk şekeri.
zincirsiz araçlar usul usul seyir halinde, yerlerine ulaşma çabasında.
etraf nasıl da sessiz, çıt yok dışarıda.
yarın sabah muhtemelen her yer buza çekmiş olacak.
arabayla dönmeye cesaret edemeyince park yerinde bıraktım.
sabah gidiş zor olacak.
işte bu halleri sevmiyorum; soğuğu, ıslağı, kalın giysiler içinde olmayı,mahsur kalmayı, patinaj yapmayı, düşmemek için ayağımda bot olduğu halde parmak ucunda yürümeye çalışmayı, burnumun ucunun havuç gibi kızarmasını, ellerimin eldiven içinde bile üşüyor olmasını.
mız mız da mız mız,
mız mız da mız mız.
ben yazın çocuğuyum, karın kışın bir günahı yok.
saat dokuz buçuk bile olmadı ama gözlerim ağırlaştı,
uykum geldi,
gidip yatayım,
bu akşam da böyle olsun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

...