
bu öğleden sonra Ankara, bahardan kalma bir gün yaşadı. hem de aralık ayında, üstümüzdeki montları atıp penye ile dolaştık , bu kadar olur yani..
real, tenhaydı akşamüstü saatlerinde. .
bizim ufaklık için ne var ne yok diye bakıp hoşlanacağı türden birşeyler alalım diye toys'a girdik. bir- birbuçuk saat sonra el becerisine yönelik olanlarda karar kıldık.
hafta içinde aldıklarımız hediye paketi olup postaya verilecek.
ufaklık açacak, sevinecek....
kız çocukları için onca oyuncak arasında neler yoktu ki; çamaşır makinası-ütü-mikrodalga fırın-elektrik süpürgesi-dikiş makinesi , veee tam teşekküllü hazır mutfak modülleri...
sektör, almış başını gitmiş. bu saydıklarım gerçeğe o kadar yakınlardı ki sanki oynamak için değil ev kurmak için.....
ayşegül ev hanımı ya da küçük anne durumları artık hikaye kitaplarının sayfalarından çıkmış, çocuk odalarına girmek üzere raflarda son derece alımlı kutuları içinde yerini almış.
bir kız çocuğu annesi olsam, çocuğumun bu oyuncak! larla yetişkinler dünyasına hazırlanmak üzere bu şekilde provalara başlamasını istemezdim.
kasada işimiz bitince paketler elimizde çıktık.
yan kapıdan içeri geçtik; tepe home coşmuştu yine...
renk cümbüşü içinde birbirinden sevimli ve albenili yüzlerce binlerce obje başımı döndürdü, gözümü kamaştırdı...
içim açıldıkça açıldı...
aklımdakilerin yanı sıra fikrimde olmayan bir kaç ufak parçayı da alarak ödeme yapıp çıktığımızda vakit hayli geç olmuştu..
günün yorgunluğu ince belli dalyan bardakta mis gibi demlenmiş çay ile son buldu...
yarına epeyce işimiz var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder