gün sıradan bir pazartesi gibi başlamıştı...
öğle üzeriydi....
kahveme su almak icin masa başından kalktığımda açık duran kapıdan bir baş uzandı ve süp-riiiiizz...
bir an algilayamadim, biraz geç intikal etti...hemen toparladim....
inanmiyoruum, sen ?????....hiiii.......canim benim diye bağirarak surpriz sahibini kucaklamak üzere kahve kupasını masaya bıraktım...baktım yalnız değil, yanında neredeyse boyunca, yakışıklı gülen bir surat, kocaman fırıl fırıl gözler, tıpkı annesi gibi...
yıllardır görüşmemiştik..lisanstan arkadaşım, okul bitince o ankara'dan ayrılmış bir daha görüşme şansımız olmamıştı ..sonradan evlenip eşinin deniz sevdası üzerine ege'ye yerleştiklerini duymuştum...
-nasıl buldun beni ? dedim
-hiç değişmemişsin, hala aynı....
- onu demiyorum :))) burayı nasıl buldun...??
- cok güzeell, tam sana göre, sevimli,
-ya offf.. :)) izimi nasıl buldun diyorum...??
gülüştük bir süre, hala muzipti, eskisi gibi.. ben de fena sayılmazdım ama o kan kırmızıydı...
seni bulmak hiç de zor olmadı, elimizle koymuş gibi dedi...
baktım kapıdan içeriye ankara'da yaşadığı için hala görüşebildiğimiz, benim sınıf onun ise sıra arkadaşı girdi..sarıldık, sarmaştık...dün geldiler, bende misafirler dedi, sabah senin kulaklarını kahvaltıda çınlattık ve sürpriz yapmaya karar verdik.. şimdi burdayız işte dedi...çok keyiflendim tabii...kahvelerimizi içtikten sonra akşam yemeği için sözleştik..vedalaşıp ayrıldılar yanımdan, akşam buluşuncaya kadar; kuğulu park, atakuleden kuşbakışı Ankara manzarası, seymenler ve botanik parkı gezilecekti, yarına da anıtkabir, etnografya müzesi ve eski meclis binası görülecekti, delikanlı dönüşte babasına iki günlük ankara ziyaretinden anlatacak bir sürü şeyle dönmek istemekteydi...
akşam söz verilen yerde buluştuk, gezmekten ve sıcaktan biraz yorulmuşlardı.. sohbetimiz yemek sonrası koyulaştı, cep telefonundan burada olan diğer sevdiklerimize de ulaşmaya çalıştık, atlayın gelin biz burdayız diye...biri marmaristen çıktı, diğeri istanbul'daymış...sohbet devam etti, kah güldük, kah gözlerimiz buğulandı, yıllar içinde kaybettiklerimizi andık....
güzel bir bir bahanenin neden olduğu ankara seyahati yarın akşam bitecekti...biz masada konuşurken bir ara delikanlının gözleri uzaklara daldı gitti... ne düşünüyorsun sen öyle bakalım deyince annesine dönüp, babam ona aldığım hediyeyi beğenir di mi ? diye sordu...annesi evet oğlum emin ol çok beğenecek dedi...bu soruya hepimiz birden güldük....oysa biz kimbilir neler düşündüğünü tahmin etmiştik....
hafta güzel başladı....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder