Henüz tanışmadıkları ama göz aşinalığı olduğu dönemlerde O'nun oldukça hoş, zarif, narin, nazik, canlı, konuşkan, kendini seven, uyumlu ve uysal biri olduğunu düşünürdü ve beğenirdi, hatta takdir ederdi.
Sadece kendisinin değil çoğunluğun da fikri, görüşü böyleydi ve O bulunduğu toplum içinde popüler biriydi..
Gelgelelim zaman içinde kendiliğinden gelişen yakınlaşmadan ve aralarında güven duygusunun oluşmasından sonra O'nun kendisine açılması, kendisini ve yaşadıklarını anlatmasıyla birlikte aslında onun ne kadar dikbaşlı, ısrarcı, gözükara, dobra, hesapçı, plancı, eğer isterse çok yardımsever ama istemezse bir o kadar bencil (garip bir çelişki ama aynen böyle), merhametsiz hatta hain biri olduğunu sezmişti.
Zaten kendisi de böyle olduğunu aralarında geçen konuşmalarda yeri geldikçe vurguluyor, üstelik bu özelliklerinden ötürü içten içe garip bir şekilde övünç duyuyordu.
Büyük ihtimalle güvenden kaynaklanan bir duyguyla kendini tamamen açtığı, serbest bıraktığı o küçük grup içinde, olaylar karşısında gösterdiği tepkilerden, paylaşımlarında övünçle bahsettiği kendisinin ta kendisi olduğunu, dışarıdan bakıldığında görünenlerin ise bir yanılsama olduğunu anlamak zor olmamıştı.
Bu yanılgıyı o hafta sonunda bir kez yaşayacak ve bir kez daha şaşacaktı...
O, kalabalık bir grubu ev sahibi olarak başrolde ağırlayacaktı. Gelenlerin hepsini tanıyordu hatta bazılarıyla samimi sayılırdı.
Davet edilenlerin gelmesiyle birlikte ortam sıcaklaşmış, konuşmalar, kahkahalar birbirine karışmış, küçük küçük gruplaşmalar oluşmuştu.. Ev sahibi ise o dikbaşlı, ısrarcı, dobra, hesapçı, plancı, bencil, ve dahi hain haline tezat oluşturacak şekilde gayet zarif, gayet hoş ve nazik tavırlarıyla herkes ile ayrı ayrı ilgileniyor, şevkatli bir yakınlık gösteriyor, ak diyene ak, kara diyene de kara diyerek onay veriyor, uysal ve uyumlu bir tutum sergiliyordu. Bir yandan da yerinde durmaksızın oradan oraya gidip gelerek misafirlerine saygıda ve sevgide, ikramda ve hizmette kusur edilmemesine çabalıyordu.
Zaman zaman gözgöze geldiklerinde onun aklından geçenleri çok iyi anlıyor ama evsahibi rolündeki başarısını ayakta alkışlıyordu.
davet oldukça hoş, hatta eğlenceli geçmişti...
- o sen miydin sahiden?
* hayır, tabii ki değildim, hatta sinir oldum kendime...
O, yelpazedeki renklerden sadece biriydi...
emin olduğu şuydu ; hiçbir şey nedensiz değildi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder