"Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor; sinemadançıkmışinsan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarını düşünen kişi değil. insanlarla barışık. onun büyük işler yapacağı umulur. ama beş-on dakikada ölüyor. ."
böyle diyor yazar, kitabında.
aradan çok yıllar geçmiş geçmesine ama bu tırnakiçiparagraf hala geçerli...
satırlar arasından kalemimle ok çıkararak tırnakiçiparagraftakiyaratık'lara bir kaç tane de ben ekledim; dostlarıylabirlikteçakırkeyifbirakşamgeçirmişinsan, sevgilisiylekavgaedipbarışmışinsan, saçınınrenginivemodelinideğiştirmişinsan, tatilegidipdönmüşinsan, uzunzamandıraradığıbirkitabıkitapçınınrafındabulaninsan...
gider bu böyle...
yaratık aynı, oluşum nedeni ise farklı...
yazarın tespiti doğru; O'nun büyük işler yapacağı umuluyor ama, O beş-on dakika sonra ölüyor.
peki ölmemesi için yada daha uzun süreli yaşaması için birşeyler yapmak mümkün değil mi?
hayır, değil...
ben de gözlüyorum; duygular sanki dolunayın etkisindeki suların med-cezir hali gibi..bir bakıyorsun mutluluktan gökyüzünde uçacak hale geldiğini sözleriyle yada kelimeleriyle dostun düşmanın yüzüne haykıranlar -beş on dakika sonra olmasa bile- kısa bir süre sonra bu kez de yedi kat yerin dibinde kahırdan kederden boğulduğunu haykırabiliyorlar....
arkadaş, sen değilmiydin üç gün önce gökyüzüne kanatlanıp uçan, ne oldu, nasıl oldu da bu kadar kısa zamanda bu hallere düştün...?
üzücü ve düşündürücü bir durum tabii....
yazar bu duruma, yani sinemadançıkmışinsan yaratığının uzun süre hayatta kalamayıp ölüp gitmesine buraya kadar bir çare bulmuş değil.. (belki sonunda bir çare buluyor olabilir; kitap henüz bitmedi.. )
ama bu yaratıklardan nasıl çoğaltılır buna bir formül geliştirmiş hayalinde.
o da şöyle;
sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleri..
Bunları kurtarmanın yolunu biliyorum; kocaman sinemalar yapmalı, bütün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara, iyi bir film görsünler, sokağa hep birden çıksınlar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder