pollyanna...
çocukken okuduğum en keyifli kitaplardan birisiydi...
o zamanlar ki çocuk aklım ve çocuk kalbimle bu küçük kızı çok sevmiş, kendime çok yakın hissetmiş ve arkadaş oluvermiştim onunla içten içe....
onu sadece bir kez okumuştum...ama yetmişti işte...
bir de alice....
harikalar diyarında gezmeye çıkan....beyaz tavşanlı...
o zamanlar ki çocuk aklım ve çocuk kalbimle bu küçük kıza hiç ısınamamış, o zamanlardan kokoş ve kakavan nasıl olunur kavramıştım inceden inceye...
yüreğim daralmış, saçmalıklarından ruhum kararmış ama sıkıla sıkıla da olsa bitirmiştim .....
onu da sadece bir kez okumuştum...ama yetmişti işte...
hala arkadaş olamadık...olamayız da...
gerçeklerden çoook uzak, abuk subuk haller içinde....
gel zaman git zaman alice karizmatik kişiliği ile belli bir yere oturtuldu oradan hiç inmemecesine...
pollyanna ise ; o içli, ince, duyarlı, hisli pollyanna.....hoşgörünün, iyi niyetli yaklaşımın, umudun, pozitif düşüncenin simgesi.....
hak ettiği yerde değildi...
bu düşüncelere sahip olmayi yetersizlik, saflık,budalalık, zayıflık hatta zafiyet olarak algılayan ve bundan rahatsızlık duyan fikirlerce.....
pozitif hissetmenin ve düşünmenin bu kadar aşağılandığı bir zeminde...
hala dimdik ayakta ....
hala okunuyor keyifle çocuk yüreklerce....
pollyanna...
kahramanım benim...
ve hep öyle kalacak ömrümün yettiği sürece....
inadına zehir zakkum yüreklere.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder